Maliye Okulu yeni nesiller tarafından da önceki nesiller tarafından pek bilinmez. Türkiye’nin ilk köy enstitüsü niteliğindeki okuludur ve böyle bir okulun ilk olarak kamu maliyesi alanında açılması kayda değerdir. Cumhuriyetin ilk eğitim kurumlarından biridir ve Cumhuriyet’le yaşıttır. Okulun kuruluşu; o dönemin özelliklerini, ideolojik bakışını, mücadele birikimini ve renklerini taşır. Nasıl mı?

Türkiye’nin kurucu kadroları, Osmanlı İmparatorluğunun mali iflasla çöktüğüne dair reel yaşanmışlıklara dayalı derin bir inanç taşır. Bu inanç, Atatürk tarafından “Mali Bağımsızlık ve Maliye” şiarıyla açıklanır. Bu amaca ulaşmada, Maliye Okuluna büyük önem atfedilir; o kadar ki 1924 tarihli Anayasada, “Maliye Okulu”nun açılmasına yer verilir ve aynı yıl Maliye Mektebi ismiyle açılır.

MİLLİ MÜCADELEYE KATILAN MALİYECİLER

Neden “Maliye Okulu” sorusu ise bizi Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünün son yıllarına götürür. 1909’da İstanbul Beyazıt’ta Maliye Meslek Mektebi açılmıştır. Bu okul, altı yıl boyunca 1915 yılında Çanakkale’de kara savaşları başlayıncaya kadar öğrenimine devam eder. Maliye Meslek Mektebi, Çanakkale Savaşı sırasında öğrencilerinden yoksun kalır ve kapanır. Maliye Mektebinin açılmasına, Milli Mücadeleye katılmak üzere Ankara’ya geçen Maliye Meslek Mektebi tedrisatından geçmiş maliyecilerin esin kaynağı olduğu anlaşılmaktadır. Okulun kuruluş amacı, öğrenci yapısı, öğretim kadrosunun niteliği ile müfredatı Maliye Meslek Mektebi ile benzerdir.

Maliye Meslek Mektebi’nin açıldığı1909’da, maliye nazırlarının bütçenin gelir ve giderleri konusunda nazım bir rolleri yoktur. Devletin iç ve dış borçları bilinmemektedir. Kamu kuruluşlarında bütçe hazırlığında yeterli bilgi yoktur. Bütçeler samimi değildir; gelir ve gider tahminleri doğruluktan uzaktır. Vergi uygulamalarında birlik yoktur. Haksız vergi uygulamalarına itirazlar haklı bir temelle giderilmeyince zamanla milli nitelikli ayrılıkçı isyanlara dönüşmüş ve kopmalar olmuştur. Maliye Mektebi de tıpkı Maliye Meslek Mektebi gibi maliye memurlarından talebe alır, öğretim kadrosu Maliye Bakanlığının bürokratlarından teşekkül eder. Bu iki okulun da müfredatı ağırlıklı olarak mali, vergi ve hukuk konularıdır.

MALİYE OKULU MALİYE BAKANLIĞI İLE ÖZDEŞLEŞİR

Cumhuriyet kurulur kurulmaz yönetimin yaptığı ilk işlerden biri “Eğitimin Birleştirilmesi” (Tevhid-i Tedrisat) Yasasıdır (Mart 1924). Bu Yasanın temel amacı, farklı kurumlara bağlı olarak farklı eğitimi gerçekleştiren eğitim kurumlarının Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Vekaleti) bünyesinde toplamaktı. Maliye Mektebi, bu Yasanın istisnalarından biri olur; Maliye Bakanlığına bağlı kılınır. Türkiye’nin kendi dinamikleriyle bağımsız bir kalkınma sürecinde bunu gerçekleştirecek mali kadrolara ihtiyacı vardır. Maliye Bakanlığının örgütlenmesi kurumlaşması yolunda ilk adımlar bu tarihlerde atılır. Çağdaş bütçe tekniklerine göre devlet bütçesi hazırlanır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde hesabı tutulmayan iç ve dış borçların tutarı tespit edilir ve tasfiyesi sağlanır.

İcra Vekilleri, 16/Eylül/1925 tarihli ve 2473 sayılı kararı ile okulun ismi Maliye Tatbikat Mektebi Alisi olur. Uzun bir süre iki şube olarak tedrisat verir. A kursu maliye memurlarından alınan talebelerden teşekkül ettirilir. Süresi iki yıldır. Süresi üç yıl olan B kısmı ise orta mektep talebelerinden sınavla oluşturulur. 1943 yılına gelindiğinde Maliye Meslek Mektebi olan ismi Maarif Vekaletinin 748 numaralı olurlarıyla Maliye Okulu adını alır ve lise derecesine muadil okul olarak kabul edilir.

YEME İÇME VE BARINMA MALİYETİNDEN TASARRUF ADINA KAMU MALİYESİNE OPERASYON

Cumhuriyet dönemi de yekpare değildir. Maliye Okulu 1950 yılında kapatılır. İktisat yazınında, 1950-1954 aralığı kapalı ekonomiyi tasfiye, dış sermayeye açılma ve serbest piyasa ekonomisine geçiş denemesinin yapıldığı yıllar olarak geçer. Yani bu dönemde, Maliye okullarının tamamen kapandığı 24 Ocak 1980 İstikrar Programı ve uygulamalarını anımsatır nitelikte politikalar yürürlüktedir. Olmadığı görülür. Olanakların tükenmesi ve daralma ile birlikte beş yıl sonra, 1955’te kendisini kuran ilk meclisin hemen yanındaki binada açılır, kapandığı 1997’e kadar öğrenimini burada sürdürür. 1977 yılında İzmir Maliye Meslek Lisesi açılır. Bu okul son Maliye okulu olarak 2003 yılına kadar mezun verir. Üçüncüsü 1979-1988 aralığında öğrenim veren İstanbul Maliye Meslek lisesidir. İthal ikameci birikim modelinin tıkandığı, Türkiye’nin kendi dinamikleriyle kalkınma yollarının da arandığı 70’li yıllarda sayısının artması dikkate değerdir.

Maliye okulunun kapatılmasına, küresel aktörlerin yatılı okulların devlete getirdiği maliyet yanılsamasına ilişkin görüşleri gerekçe olmuştur. Nedir bu maliyet diye sıralamak gerekirse; hepsi de Sümerbank ve Devlet Malzeme Ofisinden (DMO) temin edilen ders kitapları, araç ve gereç, giyim, yeme ve içme ile barınmadır. Ne var ki amaç kamu maliyesine operasyon olunca bunun Türkiye maliyesine ağır maliyeti konu dışı kalmıştır.

MALİ KURUMLARIMIZIN OMURGASININ TASFİYESİ

Zorlu sınavlarla öğrenci alan Maliye Okulu projesinin şifresi, mezunlarının devlete mecburi hizmet yükümlülüğüdür. Mezunlarının neredeyse tamamı ayrıca yüksek okul okumakla birlikte mecburi hizmetini tamamladıktan sonra da devletten ayrılmamış, kurumlarımızın mali birimlerinin taşra ve merkez kadrolarında orta ve üst derecede idari görevlerde veya vergi denetimi alanında çalışmaya devam etmişlerdir. Büyük çoğunluğu bu kurumlardan emekli olmuşlardır. Maliye, vergi, muhasebe, hesap kitap gibi devletin en elzem, en hayati aynı zamanda en sevimsiz, en sıkıcı, en zor işlerini Maliye Okulu tedrisatından geçen kadrolar yapmıştır. Bu ülkenin gelmiş geçmiş mali mevzuatlarını en iyi bilen kadroları Maliye Okulu mezunlarıdır. Mesleki tedrisata lise çağında başlayıp, sonrasında da mali kurumlardaki proaktif çalışmanın doğal ve normal sonucudur bu.

Bu özellikleriyle Maliye Bakanlığı başta olmak üzere mali ve ekonomik kurumların omurgası olmuşlardır. Maliye okullarının kapatılması Türkiye’nin mali kurumlarının omurgasının tasfiyesidir. Devlette yetişmiş kadrolara yönelik bu tasfiye Maliye okullarının kapatılmasıyla sınırlı değildir. Devletin mali teknokrat ve bürokrasisine, 3568 sayılı Yasa kapsamında sınavsız yeminli mali müşavir (YMM) yolunun açılması, denetim birimlerinin tek çatı altında toplanması da bu fonksiyonu görmüştür.

Maliye, vergi ve hukuk gibi meselelerin gerçek anlamlarıyla kavranması 40 yıllık birikimli tecrübeler gerektirir. Nitekim devletin işleyişini bilen kırk yıllık maliyeciler ve hukukçular olduğu için Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Maliye okulu, bu bilincin birikimli tecrübeleriyle 1924 Anayasasında yer almış ve Cumhuriyetin açtığı ilk eğitim kurumu olmuştur. Anayasalarda isminden söz ettiren başka bir okul yoktur.

HUKUKEN AÇIK FİİLEN KAPALI

Okul hukuken değil fiilen kapatılmıştır. Maliye Okulunu açan mevzuat olduğu gibi yürürlüktedir. Bu okula olan ihtiyaç ise her zamankinden fazladır. Açılacağı muhakkaktır, standartları ise; sınavla giriş, lise muadili, yatılı olması ve devlete mecburi hizmet yükümlülüğüdür. Maliye okulu işlevinin fakültelerle yerine getirilemeyeceği, bu ikisinin farklı fonksiyonları olduğu 100 yılı aşkın birikimli tecrübelerle kanıtlı hale gelmiştir.

VEFA

Maliye Okulundan, 1977-78 öğrenim döneminde 16 yaşındayken mezun oldum. Bu okulun en belirgin özelliği vefadır. Okula vefa, aileye vefa, mesleğe vefa, vatana vefa. Maliye Okulunda bu duygular ilmek ilmek işlenir. Mezunlarının birbirlerine bağlılıkları yüksektir. Abilik temelli kutsal bir bağdır bu. Hayat boyu devam eder. Türkiye’nin veya dünyanın en meşhur fakültelerini bitiren mezunlarına da sorulduğunda, Maliye Okulu mezunuyum derler. Bir rozet takacaklarsa Maliye Okulu rozeti takarlar. Hangi akademik, bürokratik veya siyası makama gelirse gelsinler, bütün müktesebatlarını bu okula bağlarlar.

HABABAM SINIFI

Bugün ve yarınki 19 Mayıs’ta, Türkiye’nin dört bir yanında gelen Maliye Okulu mezunları, Denizli Pamukkale’de, 100. Yılında okullarını anacaklar. Bu buluşmada her duygu yaşanacak, tıpkı okul yıllarında olduğu gibi “Hababam Sınıfı” tadında geçecektir.

Odatv.com – 18.05.2024