Prof. Dr. Coşkun Can Aktan

Ankara Maliye Okulu – 1978

AĞIR VERGİ YÜKÜ ve YERALTI EKONOMİSİ

 

Vergi konuları üzerine düşük oranlı vergiler konulduğunda, bu vatandaşların çalışma arzularını geliştirir. Düşük oranlı vergiler sonucunda teşebbüsler büyür ve gelişir. Teşebbüslerin büyümesi ile birlikte, yükümlülere tarh edilen vergi matrahı genişler. Netice olarak , düşük oranlı vergilerle vergi gelirleri artmış olur.”

İbn Haldun

(1332-1406)

Bireylerin piyasa ekonomisinde vergilenmeyen veya eksik olarak vergilendirilen iktisadi faaliyetleri “yeraltı ekonomisi” olarak adlandırılıyor. Ticari, sınai, zirai vs. faaliyetlerde bulunan kimselerin normal olarak vergi dairesine kayıtlı olmaları, defter ve belgelerine göre vergilerini ödemeleri gerekir. Sadece gelir elde eden gerçek ve tüzel kişilerin değil, diğer servet sahiplerinin ve harcama yapan kimselerin de vergilerini doğru olarak beyan etmeleri önemlidir. Ülkemizde gelir, servet ve harcama üzerinden alınan vergilerde, verginin konusunu oluşturan  faaliyetlerin, işlemlerin ve sahip olunan servetin bir kısmının veya tamamının vergi dairesine bildirilmediğini biliyoruz. Vergi kaybı,  yeraltı ekonomisinde vergilendirilemeyen veya eksik olarak vergilendirilen faaliyet ve işlemler sonucunda ortaya çıkar.  Bu vergi kaybının fazlalığı oranında  yeraltı ekonomisi genişler ve sonuçta devletin gelirleri azalır. 

Peki yeraltı ekonomisi niçin ortaya çıkar? Bunun bir değil bir çok nedenleri var.  Vergi nihayetinde bireylerin gelir ve servetinde bir azalma neticesi doğurduğundan bireyler vergi ödemekten o kadar hoşlanmazlar. Eğer vergi denetimleri etkin değilse, vergi kaçırmak kolay ve cezası ağır değilse bazı bireyler vergi kaçakçılığına yönelebilirler.  Yine alış ve satışların, defter ve belgelere intikali bazı işlemlerde ya da faaliyetlerde kolayca gizlenebilir ya da eksik olarak kaydedilebilir. Özellikle, hizmet sektöründe tüm faaliyetlerin ve işlemlerin hesaplara kaydedilmemesi mümkündür. Denetimler ancak çok yoğun ve etkin olduğu takdirde bu sektördeki vergi kaçakçılığı azaltılabilir. 

Enflasyon da yeraltı ekonomisinin genişlemesine neden olabilir. Sürekli fiyat artışları, işletmeleri zor durumda bırakır ve bunun neticesinde bazı işletme sahipleri vergilerini eksik beyan edilen matrahlar üzerinden ödeme eğiliminde olabilirler. 

Yeraltı ekonomisinin ortaya çıkış nedenleri arasında başka faktörler de sayılabilir. Ancak, ben yeraltı ekonomisinin ya da kayıt dışı ekonominin asıl nedeninin ağır vergi yükü olduğuna inanıyorum. Bireyleri vergi kaçırmaya sevk eden en önemli faktörün ağır vergi yükü olduğunu düşünüyorum.

Bugün ülkemizde bireylerin ağır vergi yükü altında ezildiğine ve ister istemez bazı kimselerin faaliyetlerini vergi dairesine bildirmediklerine  ya da vergi dairesine kayıtlı olanların eksik vergi beyanında bulunduklarına inanıyorum. 

Yeraltı ekonomisi nasıl ortadan kaldırılabilir? Sanıyorum, bu sorunun cevabı çok önem taşıyor. Ben bu konuda “tanıdan tedaviye” kendi önerilerimi sıralamak istiyorum:

  • Yeraltı ekonomisinin temel nedeni bana göre ağır vergilerdir. Bu konuda yapılması gereken vergi oranlarının indirilmesi ve vergi yükünün adil dağılımının sağlanmasıdır.  
  • Vergilemede basitlik ilkesi çok büyük önem taşımaktadır. Vergilerin basit olması, hem vergi idaresinin hem de vergi mükelleflerinin işini kolaylaştırır. Vergiler basit olarak düzenlenirse  milli gelire reel anlamda hiç bir katkısı olmayan mali müşavir, muhasebeci, hukukçu gibi kesimlerin sayısı azalır ve bu kimseler ekonomide daha üretken faaliyetlerde bulunurlar. 
  • Vergiler sadece gelir, servet ve harcama üzerinden düz oranlı olarak tarh ve tahsil edilmelidir. 
  • Düşük oranlı vergiler  ekonomik büyümeyi ve dolayısıyla ekonomik refahı artırır. Netice olarak vergi gelirleri de artar. Daha fazla vergi tahsil etmenin yolu  vergileri artırmak değil, vergi oranlarını indirmektir.