
MOMDER Tiyatro Etkinliği
Maliye Okulu Mezunları Derneğince düzenlenen Yıl Sonu Toplantısının yorgunluğunu atmak ve birlikteliğimizi güçlendirmek adına Ankara dışından gelen katılımcılarımız için 15 Aralık 2018 akşamı Ankara’daki mezunlarımızın da katılımı ile tiyatro organizasyonu gerçekleştirdik.
Ankara Devlet Tiyatrosunun sahnelediği, Tennesse Williams’ın Çökme Tehlikesi Var ve Ezilmiş Petunyalar Olayı adlı tek perdelik oyunlarını 15 Aralık akşamı hep birlikte izlemenin coşkusunu yaşadık.
Devlet Tiyatrolarının web sitesinde oyunun konusu kısaca şöyle anlatılmış:
ÇÖKME TEHLİKESİ VAR
“Öyle yükseklerde ki rüzgâr, biz duymuyoruz… Taa taa tepede… Tavan arasındaki eşyaların tozunu savuruyor.”
“Şimdi ev öyle sessiz ki… Bak o taraftan hiçbir ses duyulmuyor değil mi? Bir ben varım… Kocaman levha astılar… BU EVE GİRMEK YASAKTIR, ÇÖKME TEHLİKESİ VAR”
EZİLMİŞ PETUNYALAR OLAYI
“Geçenlerde rakip bir firma türedi ülke dışında. Adı ‘ÖLÜM’, ‘SINIRSIZ SORUMLU’. ‘SAVAŞ’ damgalı paketler içinde geliyor ürünleri. En büyük satış noktalarından biri de ‘HEYECAN’.”
Fakat oyunlar ile ilgili en iyi değerlendirme 1198 mezunumuz Sn. Umut KARA’dan geldi. Sosyal medya sayfalarımızda Sn. KARA diyordu ki; “Amerika Birleşik Devletleri’nden Tennessee Williams’ın yazdığı bir oyundu ilk oyun. Hatta ikinci oyun da onundu. Tiyatro oyunu yazarı olmak roman ve hikaye yazarlığından başka, kuşkusuz. Arzu Tramvayı filmini hatırlar mısınız? Onu da Tennesse yazdı. Arzu Tramvayı hala en iyi tiyatro oyunlarından biri sayılır, başyapıttır. İlk oyunda ev, aileyi temsil ediyor, esasında aile üzerinden toplumu. Yani çökme tehlikesi olan ev kapitalizm’dir. Evin çökme süreciyle paralel gelişen hadiseler meselenin ahlaki boyutunu gösteriyor. Varsıl, ünlü ihtişama özenen hayatlar, “kendini kurtarma” çabası, beraberinde verilen ödünler ve sistemden önce ahlakın çöküşü. Dekorda bitimli bir ray vardı anımsanırsa, çökme tehlikesi olan evin önünden gelen. Evin evveli de su deposu. Yani kullanım dışı demiryolunda geçiyor hikaye. Tamir alanında belki, cer bölgesinde, kim bilir, ilkel bir drezinin gidip geldiği bir yan yolda. Zaten bir yerde bir trenyolu kullanım dışı kalmışsa, o kronolojide ilk sırada kullanımda olandır… Kapitalizm kullanılır atar. Daha iyisi hep “el sallanan”dır, uzaktadır. Öykünen hayatlar, düşler ve gerçekler…
Tam burada ikinci oyuna geçeyim. Tomris Uyar’ın efsane bir sözü vardır, “kadın” için söylemiştir bir bakıma, bağlamı farklıdır ayrıca, yine de kendimize belirlediğimiz güvenli alanları anımsatmak için önemlidir. “… Beni kendime ördüğüm kozanın dışına çıkarmaya çalışıyordun, farkındaydım. Belki bazı kişilikler, kozadan çıkmak istemiyorlardır; o, ölüm kozası bile olsa…” Burada kadının maceraya kapalı tutumuna vurgu var ama yatılı okulda da okusak bizler de bu -güvenli bölge- sorunsalı var. Çünkü kimliğimizi devletin okulunda yetişmeye bağlı kuruyoruz… Sonra o devletten şikayet etmek şuna benziyor: Miss Basit’in 77. caddeye gitmesi… Mutlu olan bizler için 7. cadde, Tunalı, Mithatpaşa, Çankırı, Talatpaşa, GMK en büyük gerçek. Haftasonu Alacaatlı’ya Kurtboğazı’na pikniğe gitmeye benzemez bu, hatta Amasra’ya, denize girmek için Kaş’a, dağa çıkmak için Bolu’ya gitmeye. Mesele yaşamını idame etme biçimi. Sistemin bekasının senin konforunun da bekası olduğunu bilmen ama bilmezden gelip sisteme saydırman. Zaten günümüz siyasetinin sıkıştığı yer tam da bu, ülkeyi kendimize güya zindan eden gene biz değil miyiz!..”
MOMDER’in kültürel etkinliğine katılan sanatsever mezunlarımız ve yakınlarına teşekkür ediyoruz.
![]() ![]() |
Oyunu birlikte izlemenin keyfini yaşayan mezunlarımızdan bir grup